İşte Hayatım

Necati ÜLKER İŞTE HAYATIM

            ( LAKAP) olarak bize Kasım Ağalar denir. 10 Nisan 1950 Çankırı Halilağa Mahallesinde doğmuşum. Geçmiş yıllarda henüz 10-13 yaşlarında hatırımda kaldığı kadar çok yaşlı insanlardan Rahmetli Hacı Mustafa Dedemi bana anlatmışlardı. Çankırı eşraflarından olan varlıklı biri imiş. Çankırı Merkez’de Kasımağanın Hanı varmış. Kağnılarla, at arabalarıyla köylerden insanlar gelip bu handa konaklarlarmış.

Rahmetli Hacı Mustafa dedem aşağı Dede köyünü kurmuş, Rahmetli Kasım babamı nüfustan köye nakil yaptırarak görevlendirmiş, halen elimde olan yaprak, yaprak nüfus cüzdanımda köye nakil yazmaktadır. Dedem o zamanlar eksikliğini duyduğu un değirmeni kurmaya karar vermiş. Yeri tespit edilmiş Kasımağa unvanı ile değirmeni Dede köy ile bozkır köyü arasına kağnı yokuşu diye adlandırılan semte yaptırtmıştır.

            Germece köyü altında yılanlı mevkiinde bulunan Terme çayına değirmenin bendini kurdurmuş. Değirmenin su arkı Dede köyünün içinden geçirerek, köy halkına ve hayvanlarına su ihtiyacını ve değirmene su sağlanmış ve zaman zaman arkta su kesintileri olmuş. Köyde imece usulü ile köy halkı ark temizleme çalışmaları yapmıştır.

            Rahmetli Kasım babamı da değirmenin başına getirerek ve de köyden sorumlu yapmış kendisi de zaman zaman at arabacısı ile köye gelir gidermiş.  Soyadı kanunu çıktığında soyadının KASIMAĞAOĞLU olmasını istemiş. Nüfus memuru Hacı baba ‘’ağa’’ soyadı bize sıkıntı yaşatabilir demiş ve sana ÜLKER Soy ismini vereyim, Ülker ne diye sorduğunda; gökyüzünde toplu kümelenmiş yıldızlardır demiş. Dedemin de onay vermesiyle ÜLKER Soy ismini almışız.

            Benim bebekliğim değirmende geçmiş. Sonrasında Dede köyüne ilkokul yapılarak öğretime başlandığında, köydeki gençlerle okulun ilk öğrencileriydik. Köydeki ağabeylerle, ablalarla ilkokulu bitirdim.

            Babam Kasım ÜLKER 1957 yılında Rahmetli olduktan sonra iki, üç yıl daha köyde kaldık.Sonrasında Çankırı’ya naklettik. Rahmetli Nazlı Annem bir başkası ile evlendi. Bu evliliğe razı olmayan bizler Rahmetli ağabeylerim Hasan, Mustafa ve ben Necati, kardeşim Sabri, Rahmetli Fatma ÜLKER,  “Nam-ı değer Makineci Nene” Rahmetli Fatma babaannemizin evine yani Karatekin Mahallesi Ege Sokak 4 Nolu çift kapılı avlulu eve yerleştik. Uzunca seneler burada ikamet ederek zor şartlar altında yaşamımızı sürdürdük.

            Kasımağaların kasımın oğluyum

            Ben ta ezelden soyluyum

            Beşkardeşten Babamın Ortanca oğluyum

            Esmerim orta boyluyum

            Sabırlı hoş görülüyüm

            Çok badireler atlatmış biriyim

            Rabbime şükreden Allah’ın kuluyum

            Eczacının sağ koluyum

            Örf adetlere geleneklere bağlıyım

            Kültür meraklısı akraba dost canlısıyım

            Okumayı seven şair ruhluyum

             İşte tarifim ben buyum

            Yüksek tahsil yapamadım,

            Aşırı kitap okuma hastalığım olduğundan boş zamanlarımı hep elime geçen kitapları texas tommiks kitaplarını kiralayıp kâh idare lambasında kâh sokak lambalarının altında azimle, hevesle okuyarak değerlendirdim. Birisinin evine misafirliğe gittiğimde kitapları görüp okuyarak değerlendirirdim.

            Okuduğum kitaplar bana Dünyayı tanıttı, notlar aldım, anekdotlarla bilgilendim. Cümle ve kelime haznem dolup, dolup taştı. Okudukça ufkum açıldı. Şiir ve yazı yazma hevesim arttı. Ne Edebiyat ne yazı yazma dersleri aldım. Okuyanlarca takdir gördükçe daha çok yazma dürtüm ortaya çıktı. Kısacası hayat okulundan mezun oldum. Bence bu bir ALLAH Vergisi ve kader çizgisidir diye düşünerek şükrediyorum.

            Babasız Annesiz büyüdüğümden Eczacı Sevinç Gültekin ALPKAYA ‘ait ( Çankırı Sevinç Eczanesin de)  14 yaşında başlayarak 26 yıl çalıştım. Önceleri çırak olarak sonrasında kalfalık yaparken askere gittim ve dönüşte yine kalfa olarak devam ettim.

            Bu çalışmalarımda can babam bildiğim Eczacı Sevinç G. ALPKAYA ve ailesine çok saygı duydum. Bu ailenin her bir ferdi beni çok sevdiler, bende bu sevgiye layık olmak adına kendi evlatları gibi çalıştım. Onların yaşam felsefesini benimsedim. Yaşayış şekillerine sahip oldum. Ahrete göçenlerine Rahmet diliyorum. Mekânları Cennet olsun. Halen yaşayanlara da Allah sağlıklı ömürler versin. Haklarım helal olsun. Beni kendi evlatları gibi yetişmeme ve yuva kurmama vesile olmuşlardır. Maddi manevi yardımlarda bulunmuşlardır. Harika bir aile, Allah’tan korkan, insan sevgisini ön planda tutan, kul hakkına riayet eden, örf adetlerine bağlı,  inançlı, sosyal yönleri geniş, Atatürk ilke ve inkılâplarına saygılı keşke tüm aileler böyle olsa.

            Bu gün mutlu bir ailem, mutlu bir hayatım varsa önce ALLAH sonra bu harika ailenin bana vermiş oldukları edep, terbiye, saygı, sevgi sayesindedir. Yüce Rabbime şükür ki beni böylesine bir aileyle bir araya getirdi. ALLAH Onlardan razı olsun.

            Bir gün Sevinç Eczanesine çırak arandığını duydum. ı964’te Sevinç Eczanesi’nde işe girdim. 0 tarih; benim için hayatımın dönüm noktasıdır. Ailem, mektebim, üniversitem rahmetli Eczacı Sevinç beydir. Ve kendisini Babam olarak benimsemişimdir zira bana gerçekten Babalık yapmıştır yaptıklarını asla unutamam. nurlarda uyusun. Sevinç Babamin, babası olan Şükrü Oğuz Alpkaya’yı tanıma bahtiyarlığın eriştim, büyük bir şahsiyet olduğunu sonraları öğrendim. Şükrü Oğuz Alpkaya amca hastalandı, Ankara’dan ismet İnönü’nün doktorları geldi. Tahliller filan. ok ilgilendiler. Yörük Ali Efe ile ilgili kitabından da sonradan haberim oldu. Öldüğü gün, cenazesinin başında bekledim. Şükrü Oğuz Alpkaya hukukçu ama diploması bir ihlalden dolayı alı konmuş. Hatay’dan gelince dava vekili Ömer Astarlıoglu’nun yanında çalışmaya başlamış ve kızı Fatma hanımla evlenmiş. Anlatırlar, Ömer beyin aldığı davalardaki bütün Savunmalarını Şükrü Oğuz Bey yazarmış ve hiçbir davayı kaybetmemişler bu sayede. Ayrıca topluma ters olan hiçbir davayı da almazlarmış.

            Eczacı Sevinç G. ALPKAYA halen Eczanenin karşısındaki yere yaptırdığı binanın girişindeki pasaja OMER ŞUKRÜ PASAJI ismini koymuştur. Sevinç Abinin kız kardeşi Kimya öğretmeni Sevim Alpkaya da harika bir insandı, çok disiplinli ve ilkeli bir hanımefendi idi… Kendisiyle, bir anımı anlatayım: Ben askere giderken, kardeşim Sabri Ülker’i berber Ali’nin Pirinç Pazarı’ndaki dükkânına çırak verdik, sonra kalfa oldu ama “okusun” diye de içimde ukde vardı. Bir gün tıra a gelen bir öğretmen “Sen kaç doğumlusun? Yaşın tutuyor, okula git …” demiş. Abi öğretmen böyle söyledi deyince, “Oğlum sen okursan, ben de seni desteklerim…” dedim. Sevinç abide beni onayladı. Kayıt için ortaokula gittim. Cumhuriyet Eczanesi sahibi Ethem Yalçınalp ‘ın damadı Taci Bey ortaokulda katipti, “sure geçmiş, kaydedemem…” dedi. Okul müdürü Cemil Bey tesadüfen kulak misafiri olmuş, “yaşı tutuyorsa kaydet bu çocuğu…” deyince itiraz edemedi ve kardeşim okula yazıldı. Ortaokulu direk bitirip sonra Çankırı lisesine giden kardeşim, okulu bitirmek üzere iken Ben Askere gidiyordum Eczacı Sevinç abinin Kayınpederi kurmay albay Kemal Özcenk bana dedi ki “Kulelinin okul komutanı benim arkadaşım, okulu direk geçsin liseyi, gider asker olur…” dedi.

            Sevim abla, kardeşimin velisi oldu. Okulu bitirirken bütün notları güzel ama Sevim ablanın dersi Kimya’dan kırık not aldı. Askerden Çankırı’ya geldim.

            Sevim ablaya “kardeşimin notunun bir tek kendinden düşük olduğunu bu yüzden de askeri okula gidemeyeceğini…” söylediğimde. “benim dersimde iyi değil!” diyerek, ciddiyetinden taviz vermedi ve kardeşimin askeri okul hayali sona erdi. Sabri daha sonra Ankara’da üniversitede okudu ve memur oldu. Sevinç abi çok beyefendi, çok dürüst, çok düzgün ve hayırsever naif bir insandı. Çok da iyilikseverdi. Allah, mekânını Cennet eylesin.

            Çankın’nın meşhur Çarşamba pazarı Büyük cami civarında kurulur, bizim Bir anımı da burada anlatmak istiyorum, Sevinç Eczanesi’nin önünde de kadınlar canlı tavuk vs. satardı. CAN Babam olarak söylem geliştirdiğim Sevinç G. ALPKAYA

            Tavuk satan Köylü bir teyzeye “tavuk kaç lira?” diye sordu.”7 lira” deyince, bana Necati kasadan 10 lira vermemi söyledi. Kadıncağıza 10 lirayı uzatınca, “Paramı kesme, ne olur paramı ver…” deyince, verdiğim paranın alacağından daha fazla olduğunu anlatmak için ter dökmek zorunda kalmıştım buna benzer pek çok anım var, Eczacı Sevinç G. ALPKAYA Ailesini tarif etmek çok zor zira bana rol model olmuşlardır.

            Bu günkü aile yapımı Allah korkusunu Vatan Bayrak sevgisini onlardan aldım bende onlar gibi olmasam da aileme rol model olmaya çalışıyorum. Bu aileye hayran olduğumdan küçük oğlumun ismini izin alarak Sevinç Koydum Eczacı Sevinç G. ALPKAYA Çankirı sevdalısı Çankırı’mızın kalkınması için çok çabalar sarf etmiştir. ÇANKIRIDA KAZANDIGINI  Çankın’ya yatırım yaparak gösteren bir iş insanıdır.

            Etrafına güven veren iyi niyetli yardımsever kişilige sahiptir. Bu aileden ahrete göcenlere ALLAH Rahmet eylesin mekânları cennet olsun halen yaşayanlara da Sağlıklı ömürler versin.

            26 yıl Sevinç Eczanesinde çalıştım eczacı kalfalığından Emekli oldum halen Can babam ve ailesi ile ilişkimi koparmadım, koparamam.

            1970 Yılında vatani görevim için askere TUNCELİ/HOZAT İlçesine Jandarma sıhhiye er olarak gittim. 4 ay sonra Jandarma Genel Komutanlığı karargâh bölüğüne gönderildim. Ankara Anıttepe’de bulunan ve Jandarma Gen. K. tek sağlık kuruluşu olan sağlık dispanseri karargâh Eczanesinden terhis oldum.

            26.11.1972 de Leyla COŞKUN ile evlendim. Emekli olduktan sonra eşim Leyla ÜLKER adına ÜLKER Ticaret unvanı ile ticari iş yerimi açtım.  Kırtasiye, ambalaj malzemeleri ve ÖZGÜN Gruba ait Ünite dergileri Çankırı bayiliği, ayrıca EVSAN A.Ş. Bölge müdürü olarak görev yaptım. Bu arada eşim Leyla ÜLKER’de emekli oldu.

            Başta gönül verdiğim İlimiz Çankırı’nın köklü YÂRAN Kültürü mirasımız olmak üzere Çok sayıda sivil toplum kuruluşlarında görev aldım. 1994 yılında Çankırı Yâran Kültürünü Yaşatma Derneğini bir grup yaran arkadaşlarımla kurarak beş yıl kadar kurucu başkanlığını yaptım.

            Kısacası bu tarihi yaran kültürümüze; ilk kez resmi kimlik kazandırdım. Resmi kimlik kazandırdıktan sonra, resmi kurum ve kuruluşlardan bu tarihi mirasımıza ilginin arttığını gördüm.

            En önemlisi ise Her yıl T.B.M.M. Tarafından Türkiye’nin tanıtımında katkı sağlayanlara, halkın refah ve mutluluğu ve sosyal gelişimi için hizmetlerde bulunanlara verilmekte olan “ÜSTÜN HİZMET ÖDÜLÜ” 2009 Yılında 1994 Tarihinde ilk resmi kimlik kazandırdığım derneğimize verilmesi beni son derece mutlu etmiştir.

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ODÜLÜ

            Ayrıca bu harika ödül için benim de törende olmamı düşünen 23. Dönem Çankırı Milletvekilimiz Sayın Ahmet BUKAN beni telefonla arayıp, Meclise gelmemi istediğinde aşırı heyecanlandım.

            13.07.2009 Tarihinde Büyük Millet Meclis Başkanı Sayın Köksal TOPTAN’DAN ÖDÜLÜ Derneğimiz adına alırken Törendeki mutluluğumu kelimelerle anlatamam. Şahsıma çok büyük maddiyat verilseydi, sanırım bu kadar mutlu olamazdım. Emeği geçen herkese şükran borçluyum.

            Halen www.necatiulker.com kendi web sitemde ve Haberci18 Çankırı sitesinde yazılarım yayınlanmaktadır. Yayınlarım eserlerim; ŞİİR: ÇİFT KALP Şiirleri 1996 ŞARKILARDA BUL BENİ şiirleri: 2010 Geçmişten geleceğe ÇANKIRI YÂRAN KÜLTÜRÜ El kitabı 2009 (Bu eserimi (Türkiye Halk bankası katkılarıyla Basılmıştır.)

            İLİM ÇANKIRI YÂRAN RUHU İLE YAZDIKLARIM, UNUTMA Şiir kitabım, TUZ TADINDA YAZDIKLARIM, (Köşe yazılarım) (ŞİİR MAĞAZASI AÇILDI Tamamen renkli) TÜRLÜ TÜRLÜ YAZDIKLARIM, 2013 (Tamamen renkli Köşe yazılarım 8 Kitabım yayınlandı.  Halen basıma hazır =GÖNÜLDEN GÖNÜLE KÖPRÜDÜR ŞİİRLERİM= ve =ANKARA’DAN SESLENİŞ KÖŞE YAZILARIM VE MAKALELERİM= Olmak üzere 2 kitabım daha var, ALLAH Kısmet eder bastırırsam bu kitaplarımla on kitap yayınlamış olacağım.

            Ayrıca Kaynak: Merve BENZETME/” Şair Necati ÜLKER Hayatı, Sanatı, Şiirleri, (Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi TDE

            Bölümü Araştırma projesi bitirme TEZ. Hocası: Öğ. Gör. Koray ÖCALAN 2014),”

            Bu Tez hayatımda bana verilmiş armağandır. Bundan dolayı çok güzel duygular içindeyim. 73 yaşında 60 yıldır yazdığım şiirlerimi şiir dinletileri ile her platformda yazılı görsel ortamlarda basılan kitaplarımı insanlarla paylaşıyorum.

            Kitaplarımı asla parayla satmıyorum, zira kitaplarımın basımını İş adamlarımızın vermiş oldukları reklamlarla gerçekleştiriyorum.

            Sevgi ile yoğrulmuş aşk ile pişirilmiş şiirlerim insanlarca beğenilmiş Üniversite” TEZİ Olarak” tanımadığım biri tarafından Üniversiteye sunulmuş, yüz üzerinden yüz alınarak (Necati ÜLKER; Hayatı, Sanatı, Şiirleri, bu Tez ile Mezun olmuş

            Beni onurlandıran bu genç kızımız Merve BENZETME’ye Şükranlarımı sunuyor, sağlık ve başarılar diliyorum. Araştırmacı yazar yayıncı Hocam Üstadım İhsan IŞIK Resimli ve metin örnekli Türkiye Edebiyatçılar ve kültür Adamları Ansiklopedisinde (c.12,2015 “12 CİLT ’de Necati ÜLKER olarak lütfedip bana da yer vermiştir kendisine müteşekkirim.

            Beni daha yakından tanıyabilmeniz için Necati ÜLKER İşte hayatım ile başladım. Kitabımın bazılarında Oğullarım;  Gökhan, Serkan Barış, Sevinç ÜLKER Babaları Necati ÜLKER hakkındaki duygu ve düşüncelerine yer verdim. Torunlarım Gizem, Gamze Dedeleri Necati ÜLKER hakkındaki duygu ve düşüncelerine yer verdim. Azimle bıkmadan usanmadan sağlığım el verdiği sürece yazmaya devam ediyorum.

            Ulusal Gazete olan 2018 yılında İlimiz Çankırı’da yayın hayatına başlayan haftanın altı günü günlük yayınlanan Anadolu’ya TERCÜMAN Gazetesinde 3. Sayfada Köşe yazılarım halen devam etmektedir.

            Gazeteyi okuyanlar gerek telefonla gerek görüştüğümüzde yazılarımı beğenip tebrik ettiklerinde ve eleştirdiklerinde çok mutlu oluyorum. Zira yazılarımda siyaset yazmıyorum ve tüm partilere eşit mesafedeyim hiçbir parti ile ilişkim yoktur. Yazılarımda daha çok kültür, aile yapısı, örf adetlerimiz, gelenek göreneklerimiz, Çocuk eğitimi ve eski yaşanmışlıklarımız gibi temel bilgiler işliyorum.

            Siz okurlarıma gelecek nesillere umarım iyi bir miras bırakmışımdır.

            2023 Ocak Ayında TC. Kültür Bakanlığı Halk şairliğine Dosyamı hazırlayıp başvurdum. 19.Haziran.2023 sabah 9.30 da imtihana Çağrıldığımda 73 yaşında heyecanlandım. 12 kişiden oluşan jüri karşısında 30 dakika ter döktüm. Neticeyi heyecanla bekledim, yüce Rabbime şükürler olsun. Bakanlığın HALK ŞAİRLİĞİ Ünvanı’nı aldım.

            Yayınlanan kitaplarımı çocuklarım olarak değerlendiriyorum. Zira her bir kitabım çok çileler çekilerek doğmuştur. Her çıkan kitabımda hayli uğraş verdim, çok zor şartlarda doğum gerçekleşti. Yazmış olduğum Yâran içerikli, sosyal içerikli yazılarım, şiirlerim hayatımın akışı içinde yer almıştır.

            Benim gidemediğim yerlere gidiyorlar, kalamadığım yerlerde kalıyorlar, demek oluyor ki ben hayatta iken de, öldükten sonrada, adımın hayırlarla anılmasına vesile olacaklardır.

            19 yıldır Başkent Ankara da ikamet ediyorum. Burada da yâran kültürüne hizmet edebilmek için; bir grup yaranağa ve baş ağalarla Karatekin YÂRAN Kültürünü yaşatma derneğini kurduk ve üç yıl kurucu başkanlığını yaptım ayrıca yaran meclisi oluşturarak iki dönem Baş ağalık yaptım. Çankırı Dernekler Federasyonu lokali işletmeciliğini yaparken federasyona üye derneklerin üyelerine gönüllü YÂRAN Eğitimleri verdim.

            Bu gönüllü çalışmaların semeresi olarak evimin en nadide köşesinde sergilediğim Takdirnameler, Teşekkür belgeleri, Şiltler, bunlar gibi bir dolu ödülün sahibi olmakla gururluyum. İnsan kuş misali… Kimi ekmek peşinde, kimi okumak için, kimi hayal ettiği daha iyi bir hayat için, elinde bir bavulla, birisinden bir öneri duyar, benim gibi ailece sarar göçü düşer gurbet yoluna. Bende bir vesileyle Sincan ilçesine ikametgâhımı getirerek yerleştim.

            Özgün ünite dergisi Sincan bayisi olarak büromu açıp vergi mükellefi oldum. Bir yıl bayilik yaptım şahane performans gerçekleştirdim. Ancak Ünite dergileri Bakanlıkça iptal edilince Büromu kapatmak zorunda kaldım. Aile dostum olan Devlet kitapları Müdürü emekli 17.10.2017 Tarihinde vefat eden Rahmetli Kamil YALÇIN ile 10 Nisan 2010 Tarihi itibarıyla ALTAY EMLAK Unvanlı şirketin ortağı olarak Gayrimenkul sektöründeyim halen Rahmetli Kamil beyin oğlu Onur Yalçın ile ortaklaşa çalışmaktayım.

            2004 yılında ikametgahımı Sincan ilçesine getirdiğimde 1994 yılında gönüllülük esasına göre Kurulan SİNCAN ÇANKIRILILAR DERNEĞİNE Üye oldum. 2015 yılında Dernek yönetimine girdim. Rahatsızlığı sebebi ile 2016 yılında İstifa eden başkan Dursun Öztunca’nın yerine yönetim kurulu beni Başkanlığa getirdiler halen Adı geçen Derneğin Başkanıyım.

            Burada iki değerli iş insanı Hemşerilerimizden bahsetmeden geçemem.

            Kendisiyle Gururlandığımız Değerli hemşerimiz Hayırsever iş insanı Sayın Namık TANIK 1994 Yılında kurulan Sincan Çankırılılar Derneğimize 19.09.2002 Tarihinde Şu anki yer SİNCAN ÇANKIRILILAR DERNEĞİNİN mülkü olan 4086 Ada 8 Parseldeki arsayı almak için dönemin Başkan ve yönetim kurulu girişimlerde bulunmuş.

            Ancak derneğin birikmiş parası yetişmemiş olduğundan Sayın Namık TANIK hayırsever iş insanı hemşerimizle görüştüklerinde eksik olan meblağı bağışlayarak arsa derneğimize kazandırılmıştır. Sonrasında ihale ile bir müteahhide günün Şartlarında iki daire iki depo şeklinde ihale edilmiş bitirilen binadaki 1 ve 2 Numaralı Daireler altlarındaki Depolar teslim alınmış, Binanın ismi YÂRAN Apt. olarak tescillenmiştir.

            Adı geçen Depoları ise Yine kendisiyle Gururlandığımız Değerli hemşerimiz Hayırsever iş insanı 27.Mart.2023 Tarihinde 59 yaşında kaybettiğimiz Rahmetli Selahattin DÜZBASAN Tarafından Tadilatı yaptırılarak Derneğimize nostaljik görünümlü bir Kültür mirasımız olan Yâran evi kazandırmıştır. Yönetim kurulumuz aldıkları kararla yaran evini “SELAHATTİN DÜZBASAN YÂRAN EVİ” Olarak İsimlendirmiştir.

            Rahmetli Selahattin DÜZBASAN  Yüce insan seni asla unutmayacağız, unutturmayacağız.  İnşallah gelecek kuşaklara rol model olacaksın.  NUR İÇİNDE OL. Çankırılı insanlarımız bu mekânlarda acı ve sıkıntılarını paylaşarak azaltacaklar. Mutlu günlerinde coşku içinde kucaklaşacaklardır. İki değerli hayırsever iş adamlarına ne kadar teşekkür etsek azdır. “Sizlerden Allah razı olsun. Allah hayrınızı kabul etsin. Bu bağışlarınızı Dernek olarak gelecek kuşaklara taşıyarak insanlara çok büyük fayda sağlayacak ve onların hayır duasını alacaksınız.

            Yeri gelmişken Dernek üyelerimizden Ahrete göçenlere ALLAH Rahmet eylesin Mekânları cennet olsun. Halen yaşayanlara da sağlıklı mutlu ömürler dileriz. Dernek yönetim kurulu 2023

            “Çankırı nüfusuna kayıtlı” olup da Ankara’da ikamet edenlerin sayısı oldukça fazla olup Türkiye’nin en fazla GÖÇ veren illerin başında gelmektedir. Böylesine yoğun yaşanılan GÖÇ sonucu, hemşerilerimizin gurbette bir araya gelme, iyi ve kötü günlerde sevinci ve üzüntüyü paylaşma, sıla özlemini giderme gibi hislerin oluşumu kaçınılmaz olmaktadır. Zamanla bu hislere rehberlik ve tercümanlık yapmak üzere “Dernekleşme” sürecine girilmiştir.

            Hiç şüphesiz dernekleşmeye bağlı olarak paylaşım, yakınlaşma, sıladan kopmama gibi olgular daha güçlü bir nitelik kazanmıştır. Doğduğu yer olan Çankırı ilimizden, doyduğu yer Sincan İlçemize de hatırı sayılır GÖÇ gelmiştir.

            Unutulmamalıdır ki; Çankırı insanı Türk milletinin bütün özelliklerini taşıyan vatanına ve milletine bağlı kanaatkâr, mütevazı ve çalışkan özellikleriyle öne çıkmaktadır. Duyarlı Çankırılı insanlarımız, birlik beraberlikle iyi günde kötü günde, bir arada olabilmek ve hemşerilerimizin kaynaşarak yasal olan yardımlaşma dayanışma içinde yanlarında bulunmak düşünceleriyle, İlimizin örf adetlerini, gelenek göreneklerini gelecek kuşaklara aktarabilmek için 1994 yılında Sincan Çankırılılar Derneğini kurmuşlar.

            Gerek başkanlar, gerek yönetim kurulları ve de üyeler Dernek tüzüğüne uygun olarak yasalar çerçevesinde benden önce 8 başkanla bu günlere gelinmiş.

            2016 yılından günümüze kadar bende dokuzuncu başkan olarak uyumlu yönetimimizle yasalarımıza uyarak, üyelerimizle birlik, beraberlik ruhu içinde hemşerilerimizin acı ve tatlı günlerinde yanlarında olmaya devam ediyoruz.

            Yeri gelmişken Ahrete göçenlerimize ALLAH Rahmet eylesin halen yaşayanlarımıza da sağlıklı ömürler versin. Rabbim birliğimizi daim kılsın. “SİNCAN ÇANKIRILILAR Derneği” Yönetim kurulumuzun aldığı kararla  “SİNCAN’DAN ÇANKIRI’YA BAKIŞ” isimli bir kitap çıkartalım, 1994 den günümüze kadar yapılan etkinliklerini görsel olarak ve kısa bilgilerle yaşadığımız yer olan Sincan ilçemizi sonrasında özlediğimiz yer ve anılarımızla dolu olan İlimiz Çankırı’yı tanıtalım istedik.

            Yönetim kurulumuzun azmi ile gece gündüz çalışarak Dev bir ESER ortaya çıkardık. Mutluyuz, gururluyuz. Gurbet elde İlimiz Çankırı’nın örf adetlerini, gelenek göreneklerini, tarihini, damak zevkini, birçok kültürünü gelecek kuşaklara aktarmaya çalışıyoruz.

            Başta dernek yönetim kurulumuz ve bu eserin meydana gelmesine maddi manevi desteklerini esirgemeyen herkesten Allah razı olsun. Bu eseri doyduğumuz yer olan Sincan ‘da hazırlarken Derneğimizin etkinliklerini, doğduğumuz yer olan Çankırı’ya bakış ismini vererek özlem duyarak görüldüğü üzere üç aşamalı yapmaya çalıştık. Derneğimizin ilk yayınlanan kitabı olarak eksikliklerimiz olabilir siz okurlarımızın hoşgörüsüne sığınırız.

            Üyesi olduğum Sivil Toplum kuruluşları SİNCAN ÇANKIRILILAR DERNEĞİ, İLİM VE EDEBİYAT İLESAM, ATATÜRK EMEKLİLER KONAĞI ŞİİR SOFRASI, ANKARA GAZETECİLER VE YAZARLAR DERNEĞİ, ÇANKIRI ÇAYASAD DERNEĞİ, Çankırı’dır ilimiz, Hayır söyler dilimiz, Dostluk Kardeşlik için, hazırdır derneğimiz, herkesle kucaklaşmaktır emelimiz, düşüncesiyle Hoşça kalın Dostça Kalın Ama Gönül Kapılarınızı Asla Kapatmayın.

          Kültür Bakanlığı Halk Şairliği unvanını aldıktan sonraki ilk şiirimdir.

ÇANKIRI’YA UÇASIM GELİR

            Bazen, bu şehirden kaçasım gelir

            Kuş olup, Çankırı’ya uçasım gelir

            Yaranlarla, çay kahve içesim gelir

            Kuş olup, Çankırı’ya uçasım gelir

            Bir başkadır, Çankırı baharı yazlar

            Ölmüşleri, andıkça yüreğim sızlar

            Meşhurdur, Çankırı hamarat kızlar

            Ellerinden, sohbetle çay içesim gelir

            Sazendeler, mecliste türkü çağırır

            Yâranlar, çekme helvası yoğurur

            Başağalar, orta oyunu buyurur

            İçimden, orta oyunu oynamak gelir

            Gözümün, önünde canlandı doğa

            Yaranlar, selam ver sola ve sağa

            Gidelim, yaranlarla Ilgaz’ın dağa

            Kana kana, taze ayran içesim gelir

            Ben, şair Ülker’im çok özledim sılamı

            Ahrete, göçmüş olan, ecdadımı atamı

            Yaşayan, başağa ve yaran ağalarımı

            Kendimi, yaran ocağına atasım gelir

            Kendimi, Çankırı yollarına atasım gelir

                      (Ülker’im) Çankırılı

                    Şair-Yazar Necati ÜLKER       

            Çok sevdiğim eşim Leyla ile 52 yıldır mutlu evliliğimde üç oğlumla Dünya tatlısı beş Torun sahibiyim.

            Eşim Leyla ile o kadar mutluyuz ki, Dünyaya bir daha gelindiğinde bir imkân verilse, Yine eşim Leyla ile evlenirim. Zira gerçekten sözde değil özde mutluyuz. Bilindiği gibi hayat zikzaklarla doludur, iyi günde, kötü günde ve hastalıkta, sağlıkta birbirimize hep hoşgörülü ve anlayışlı olduk, bundandır ki 51 yıldır çok mutluyuz. İşte bu mutluluğumuzdan çocuklarımız, Torunlarımız ve siz Okurlarımız, bizleri örnek alarak hayatlarını sürdürsünler isterim. Ömür dediğimiz ne ki bir varmış, bir yokmuş masal misali.

            www.necatiulker.com “kişisel web sitem” okuyun ve okunan biri olmanız dileği ile hoşça kalın dostça kalın ama gönül kapılarınızı asla kapatmayın.

2023 Şair-Yazar Necati ÜLKER